
İZMİR’den AKTARMASIZ UÇAKLA.
LALE FESTİVALİ ÖZEL
KADİM ŞEHİR İSTANBUL
KARİYE CAMİSİ (CHORA KİLİSESİ) - TEKFUR SARAYI - SÜLEYMANİYE CAMİSİ - BALAT - DEMİR KİLİSE (SVETİ STEFAN KİLİSESİ) - MISIR ÇARŞISI - EMİNÖNÜ - TOPKAPI SARAYI - GÜLHANE PARKI - YEREBATAN SARNICI - AYASOFYA CAMİSİ - SULTANAHMET CAMİSİ - HİPODROM MEYDANI - BEYOĞLU - BOĞAZ TURU - DOLMABAHÇE SARAYI - ORTAKÖY - YILDIZ SARAYI - EMİRGAN KORUSU
Sun Express Hava Yolları Aktarmasız Uçağı ile İzmir-İstanbul / İstanbul -İzmir!
Sürpriz Maliyetler Olmaksızın !
İSTANBUL‘DA 2 Gece Konaklama ile…
4* ve 5* Otellerde Konaklama !
15 Nisan – 17 Nisan
3 Gün – 2 Gece
Tarih ve Kültürün Dokusunda Bir Yolculuk
Kariye Camisi (Chora Kilisesi):Tarihin şiir gibi işlenmiş bir sayfası olan Kariye Camisi, Bizans döneminin incelikli sanatını gözler önüne serer. İlk olarak 6. yüzyılda inşa edilen bu büyüleyici yapı, 14. yüzyılda eklenen mozaikleri ve freskleriyle adeta bir sanat galerisidir. İsa’nın yaşamından sahneler ve dini hikâyeler, bu görkemli caminin duvarlarında birer şaheser gibi parıldar. Her bir köşesi, geçmişin derin izlerini taşır ve sizi zamanın ötesine götürür.
Tekfur Sarayı: Bir Bizans rüyasının ayakta kalmış son izlerinden biri olan Tekfur Sarayı, 10. yüzyıldan günümüze bir tarih kitabı gibi durmaktadır. Blakhernai Sarayı’nın ihtişamlı bir parçası olan bu yapı, Osmanlı döneminde seramik üretim atölyesi olarak kullanılmıştır. Bugün, taş işçiliği ve mimari detaylarıyla geçmişin görkemini modern ziyaretçilere fısıldıyor.
Süleymaniye Camisi: Mimar Sinan’ın “kalfalık eserim” dediği Süleymaniye Camisi, sadece bir ibadethane değil, aynı zamanda bir zarafet timsalidir. 1557 yılında Kanuni Sultan Süleyman adına inşa edilen bu muhteşem yapı, büyüleyici manzarası ve mimarisiyle İstanbul’un tacındaki mücevherlerden biridir. Kubbesinin altına adım attığınızda, göğe uzanan bir dua gibi yükseldiğini hissedeceksiniz.
Yemek Molası - Kuru Fasülyeciler: Süleymaniye’nin tarihi atmosferine eşlik eden lezzet duraklarından birinde, geleneksel kuru fasulyenin tadına varacağız. Tereyağlı pilav ve ev yapımı turşu eşliğinde bu lezzet, adeta bir nostalji şöleni sunacak.
Balat: Haliç kıyısında, rengârenk evlerin sıralandığı dar sokaklar boyunca adeta tarihin fısıltılarını duyar gibi olacaksınız. Yahudiler, Rumlar ve Ermeniler gibi farklı kültürlerin izlerini taşıyan Balat, geçmişin çok sesliliğini modern İstanbul’un hareketliliğiyle harmanlar. Her köşesinde bir hikâye saklıdır; her adımda bir zamana tanıklık edersiniz.
Demir Kilise (Sveti Stefan Kilisesi): Tamamen demirden yapılmış bir zarafet harikası! 19. yüzyılın mühendislik mucizelerinden biri olan bu Bulgar Ortodoks kilisesi, Haliç kıyısında yükselir. Göz alıcı mimarisi ve ruhani havasıyla ziyaretçilerini büyüleyen kilisenin her detayı, bir sanat eseridir.
Mısır Çarşısı: Baharat kokularının büyüleyici bir dans sergilediği bu tarihi çarşı, 1664 yılında inşa edilmiştir. Osmanlı döneminde egzotik ürünlerin merkezi olan bu yer, bugün de ziyaretçilerini görsel ve aromatik bir şölenle karşılar. Rengârenk baharatlar, lokumlar ve bitkisel ürünler arasında adeta bir zaman yolculuğu yapacaksınız.
Eminönü - Yemek Molası: Haliç’in esintisi eşliğindeki akşam yemeğimizden sonra otelimize yerleşiyoruz.
Konaklama: 4* Edition Old City Hotel Boutique
Sultanların İzinde Saraylardan Mescitlere
Topkapı Sarayı: Osmanlı ihtişamının kalbi olan bu saray, 15. yüzyılda Fatih Sultan Mehmet tarafından inşa edilmiştir. Sultanların yaşam alanlarını, Hazine Odası’ndaki altın ve mücevherleri, Harem’in gizemli atmosferini keşfedeceğiniz bu saray, tarihin her anını ruhunuzda hissettirecek. Boğaz’a nazır manzarası, size geçmişin ihtişamını izleme fırsatı sunacak.
Gülhane Parkı: Topkapı Sarayı’nın saray bahçesi olarak düzenlenmiş bu park, tarih boyunca Osmanlı sultanlarının dinlenme alanı olmuştur. Lale Festivali sırasında rengârenk lalelerle bezeli parkta, baharın taze kokusunu ciğerlerinize çekerken huzuru bulacaksınız.
Yerebatan Sarnıcı: 6. yüzyılda Bizans İmparatoru Justinianus tarafından yaptırılan bu yeraltı sarnıcı, gizemli atmosferiyle sizi büyüleyecek. Dev sütunları arasında yürürken Medusa’nın başıyla karşılaşacak ve geçmişin mitolojik hikâyelerine tanıklık edeceksiniz.
Yemek Molası - Sultanahmet Köftecisi: Türk mutfağının klasik lezzetlerinden biri olan Sultanahmet köftesi, enfes baharat dengesi ve kusursuz sunumuyla öğle molamızın yıldızı olacak. Yanında ikram edilen irmik helvasıyla geçmişe tatlı bir yolculuk yapacağız.
Ayasofya Camisi: 537 yılında inşa edilen bu eşsiz yapı, Bizans’tan Osmanlı’ya ve günümüze kadar bir ibadet ve kültür merkezi olmuştur. Kubbesinin altına adım attığınızda, zamanın ruhunu hissedecek, tarihin görkemiyle sarılacaksınız.
Sultanahmet Camisi: 1616 yılında Sultan I. Ahmed tarafından yaptırılan bu zarif cami, altı minaresi ve mavi İznik çinileriyle İstanbul’un simgelerinden biridir. İçeri adım attığınızda huzur ve estetiğin kusursuz uyumuna tanık olacaksınız.
Hipodrom Meydanı: Roma ve Bizans dönemlerinde halk eğlencelerinin merkezi olan bu meydan, bugün hala geçmişin izlerini taşır. Dikilitaş ve Yılanlı Sütun gibi tarihi eserleriyle, İstanbul’un kültürel zenginliğini sergiler.
Beyoğlu: Bu muhteşem gününü Beyoğlu’nda keyifli bir akşam yürüyüşü ve Kevork Ocakbaşı’nın nefis yemekleri ile taçlandıracağız.
Konaklama: 4* Edition Old City Hotel Boutique
Boğaz’ın Güzellikleri ve Doğanın Zarafeti
Boğaz Turu: Sabahın ilk ışıklarıyla Boğaz’ın sakin sularında bir yolculuğa çıkıyoruz. Yalılar, köprüler ve saraylar arasından geçerken, İstanbul’un benzersiz güzellikleri karşısında büyüleneceksiniz.
Dolmabahçe Sarayı: 19. yüzyılda Sultan Abdülmecid tarafından yaptırılan bu görkemli saray, Osmanlı’nın Batı’ya açılan yüzünü temsil eder. Kristal avizeler, altın işlemeler ve devasa aynalarla bezenmiş saray, ihtişamın en zarif halini sunar.
Ortaköy: Boğaz’ın incisi Ortaköy’de, tarihi camisi ve çarşısıyla semtin sıcak atmosferini hissedeceksiniz. Rengârenk dükkanlarda gezinip kumpirin tadını çıkarabilirsiniz.
Yıldız Sarayı: Osmanlı’nın son dönem padişahlarının gözde mekânı olan bu saray, tarihi güzelliklerle dolu bir bahçeye sahiptir. Geçmişin dinginliğini doğanın kollarında hissedeceksiniz.
Emirgan Korusu: İstanbul’un en güzel parklarından biri olan Emirgan Korusu, Lale Festivali sırasında bir çiçek cennetine dönüşür. Rengârenk lalelerin ahengi, ruhunuzu dinlendirecek, doğanın zarafetini kalbinizde hissedeceksiniz.
Dönüş: Bu unutulmaz üç günlük gezinin ardından, yanınıza İstanbul’un büyüsüyle dolu anılar alarak dönüşe geçiyoruz. Şehrin dokusu ve ruhu, size eşlik edecek.
*Pegasus Hava Yolları ile İzmir - İstanbul / İstanbul - İzmir Uçak Biletleri ve Liman Vergileri
*Bölgeyi Uzman Rehber Eşliğinde Gezebilme Ayrıcalığı
*Programda Belirtilen Tüm Kültür ve Şehir Turları ve Transferler
*Oda - Kahvaltı Konaklama (4* Edition Old City Hotel Boutique)
*Özel Tekne İle Boğaz Turu
*Profesyonel Rehberlik Hizmeti
*Zorunlu Türsab Mesleki Sorumluluk Sigortası
*Seyahat Sigortası
*Öğle Yemekleri
*Akşam Yemekleri
*Ören Yeri Giriş Ücretleri